Hicri Takvim Bugün Ayın Kaçı 2024? — Zamanın Farklı Yüzleri
Zamanın tek bir çizgide aktığına inanmak kolaydır. Oysa her kültür, her inanç, hatta her aile zamanı kendince ölçer, hisseder, yaşar. Kimimiz miladi takvimle yeni yılı kutlarken, kimimiz Hicri yılın başlangıcını dualarla, samimiyetle karşılarız. Bu yazıda size sadece “bugün Hicri takvime göre ayın kaçı?” bilgisini değil, aynı zamanda bu sorunun ardındaki kültürel ve insani anlamı anlatmak istiyorum. Çünkü zaman, sadece sayılardan ibaret değildir; kimliğimizin, inançlarımızın ve tarihimizin nabzıdır.
2024’te Hicri Takvimde Bugün Nerede Duruyoruz?
2024 yılı miladi takvime göre hızla akarken, Hicri takvimde bugün (yani 2024 yılına denk gelen dönem) 1445 ile 1446 yılları arasında geçişin yaşandığı bir zaman dilimindeyiz. Hicri takvim, Ay’ın döngüsüne dayanır; bu nedenle her yıl yaklaşık 10–11 gün kısadır. Yani Hicri yıl, Miladi yıla göre her yıl biraz daha erken gelir.
Örneğin, Hicri 1446 yılı 7 Temmuz 2024 tarihinde Muharrem ayıyla başlamıştır. Bu, Müslüman toplumlarda yılın hem manevi hem de toplumsal olarak yenilenme dönemini temsil eder. Bugün itibarıyla (2024 sonuna doğru) Hicri takvim 1446 yılının Rebiülevvel veya Rebiülahir ayı civarındadır.
Ama asıl soru şu: Bu tarih, bizim için sadece bir “ay günü” müdür, yoksa farklı toplumlarda başka anlamlara mı bürünür?
Küresel Perspektif: Zamanın Evrensel Dilinde Farklı Takvimler
Dünya, zamanı ortak bir çizgiye oturtmaya çalışsa da, her kültür o çizgiyi kendi renkleriyle boyar.
Gregoryen takvimi kullanan Batı dünyasında yıl 1 Ocak’ta başlar; planlar, finansal hedefler ve kutlamalar buna göre şekillenir.
Oysa İslam dünyasında, Hicri yılın başlangıcı bir göçün, yani hicretin hatırasını taşır. Bu, sadece kronolojik bir olay değil; dayanışmanın, inancın ve yeni bir düzen kurmanın sembolüdür.
Küresel ölçekte baktığımızda, Hicri takvim, dini günlerin belirlenmesinde büyük rol oynar: Ramazan, Kurban Bayramı, Aşura Günü gibi tarihler bu takvime göre hesaplanır.
Fakat ilginçtir, Batı merkezli zaman anlayışı Hicri takvimi “alternatif bir sistem” gibi görür; oysa bu takvim, gökyüzünün döngüsüne, yani evrensel bir düzene dayanır.
Güneşin değil Ay’ın izinde ilerler. Ve Ay, her kültürde yeniden doğuşun sembolüdür.
Yerel Perspektif: Türkiye ve Günlük Hayatta Hicri Takvimin İzleri
Türkiye gibi laik ama Müslüman kimliği güçlü ülkelerde, Hicri takvim gündelik yaşamın içinde görünmez bir akışla varlığını sürdürür. Resmî belgelerde Miladi tarih yazılır; ancak Ramazan ne zaman başlıyor, Kurban Bayramı hangi güne denk geliyor diye sorulduğunda hep Hicri takvime başvururuz.
Bu ikili zaman anlayışı aslında bir sentezdir.
Bir yanda modern dünyanın sistematik, hesaplı zamanı; diğer yanda duygusal, kutsal ve döngüsel bir zaman algısı.
Bu ikisi birlikte, toplumun hem zihinsel hem manevi ritmini belirler.
Belki de bu yüzden “bugün Hicri takvime göre ayın kaçı?” sorusu, sadece bir bilgi arayışı değil, bir kimlik hatırlatmasıdır.
Zaman, Topluluk ve Birlikte Yaşamak
Küresel toplumda zaman, artık yalnızca ölçülmüyor; aynı zamanda paylaşılıyor.
Bir ülkede Ramazan başlarken, diğerinde Noel hazırlıkları yapılıyor.
Bir yerde yeni yıl dilekleri yazılırken, başka bir yerde Muharrem oruçları tutuluyor.
Farklı takvimlerin bir arada var olması, insanlık olarak çeşitliliğimizin kanıtı.
Hicri takvim, yerel değerleri korurken, aynı zamanda küresel diyaloğa da kapı açar.
Çünkü zamanı farklı ölçmek, birbirimizi farklı anlamamıza neden olmaz; aksine, aynı anda farklı ritimlerde yaşamanın güzelliğini öğretir.
Belki de insanlık, zamana tek bir dil dayatmak yerine, çok dilli bir ritimle yaşamayı öğrenmelidir.
Okuyuculara Bir Soru: Senin Zamanın Hangi Takvimde Akıyor?
Belki ajandanda Miladi tarihler yazılı ama kalbinde Ramazan günleri saklı.
Belki doğum gününü 12 Mart olarak kutluyorsun ama Hicri karşılığını hiç merak etmedin.
Belki de senin zamanın mevsimlerle, Ay’la, duygularla ölçülüyor.
Zamanın evrenselliği kadar yerelliği de vardır.
Ve belki de “bugün Hicri takvime göre ayın kaçı?” sorusu, bize şunu hatırlatır:
Zamanın değeri, hangi takvimi kullandığımızda değil, o zamanı kimlerle paylaştığımızdadır.
Sonuç: Takvimler Farklı, Zaman Aynı
2024’te Hicri takvim, Miladi takvime göre yine farklı bir ritimde ilerliyor.
Ama ister Ay’ı, ister Güneş’i izleyelim; önemli olan, zamanı anlamla doldurmak.
Çünkü takvimler değişir, ama insanın zamanı anlamlandırma çabası hep kalır.
Şimdi size soruyorum:
Zamanı nasıl ölçüyorsunuz?
Ayın döngüsüne mi bakıyorsunuz, yoksa kalbinizin ritmine mi?
Yorumlarda kendi “zaman algınızı” paylaşın — belki de birlikte, zamanı yeniden tanımlarız.